İdarenin süre uzatımı konusunda takdir yetkisi var mıdır? (Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı)

Yayın Tarih: 31.07.2019 03:07
Özet

Saymanlık Adı : Bursa Büyükşehir Belediyesi Hesap İşleri Müdürlüğü Yılı : 2009 Tutanak No : 39672 Tutanak Tarihi : 25.11.2014 TEMYİZ KURULU KARARI ……………………. 6- Aynı ilam maddesinin B) bendiyle, aynı işte; iş ile ilgili olarak verilen 167 günlük süre uzatım kararının hatalı olduğu ve bu nedenle alınması gereken gecikme cezasının alınmadığı gerekçesiyle 5.033.789,80 TL’nin […]


Saymanlık Adı : Bursa Büyükşehir Belediyesi Hesap İşleri Müdürlüğü

Yılı : 2009

Tutanak No : 39672

Tutanak Tarihi : 25.11.2014

TEMYİZ KURULU KARARI

…………………….

6- Aynı ilam maddesinin B) bendiyle, aynı işte; iş ile ilgili olarak verilen 167 günlük süre uzatım kararının hatalı olduğu ve bu nedenle alınması gereken gecikme cezasının alınmadığı gerekçesiyle 5.033.789,80 TL’nin tazminine ilişkin hüküm tesis edilmiştir.

Aynı dilekçi, gönderdiği temyiz dilekçelerinde (birinci dilekçe ve ek dilekçede) sadece konunun esası yönünden özetle; ilamda İdari Şartname’nin 49. maddesine göre 400 takvim günü sürenin hesabında, çalışılmayacak günlerin dikkate alındığı şeklinde bir yorum yapıldığını, ancak söz konusu maddenin bu şekilde bir yorum getirmediğini, aynı şartnamenin 50. maddesinde de uygulama işlerinde çalışılamayacak günlerin sözleşmenin imzalanmasından sonra, İdare tarafından bildirileceğinin belirtildiğini, ancak bunun sehven bildirilmediğini, bu durumda Bursa ili için çalışılmayan günler olarak, Ocak-Şubat ayları olduğunun da bilindiğini, takvim günlerinden amacın, hafta sonu tatili veya resmi, dini tatillerdeki günleri de çalışacak güne dahil etmek olduğunu, ancak teknik olarak (hava şartları gibi) İdare tarafından çalışmaya izin verilecek günleri ifade etmek olduğunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 16’ncı maddesinde çalışılmayan günlerin, İdarenin isteği doğrultusunda çalışılabileceğini, ancak bunun Ocak-Şubat çalışılmayan ayların süreye dahil edileceği anlamını doğurmadığı, yine aynı maddenin 5’inci paragrafında işin süresinin belli tarihler arası belirlenmesi halinde kış aylarının (Ocak-Şubat çalışılmayan ayların) ve resmi tatil günlerinin etkisi göz önünde tutularak ek süre istenemeyeceğini, ancak süre uzatımında çalışılmayacak günler dikkate alınarak verilecek sürenin belirlenmesi gerektiğini, Sayıştay 1. Daire Kararlarındaki İçtihatlardan görüleceği üzere; “Mücbir sebep, keşif artışı v.b. nedenler ile verilen süre uzatımının hesabında çalışılamayan inşaat dönemi de dahil edilerek süre uzatımı verilir.” denildiğini, söz konusu süre uzatımı yanlış verilmiş ve bu yanlışlık sonradan anlaşılmış olsa bile; verilen bu süre sonuna kadar gecikme cezası kesilmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay’ın bu konudaki içtihadi görüşünün bu şekilde olduğunu (Davacıya verilen 47 günlük süre davalı idare elemanlarının serbest iradeleriyle verilmiş olup, davacı taraf da buna güvenerek iş programını düzenlediğine göre bundan sonra sürenin hata en verildiğinin ileri sürülmesi MK. 2. md. uyarınca iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. İdarenin süre yönünden bir zararı var ise bu konuda yetkili elemanlarına rücu etmek hakkı saklıdır. (Yargıtay 15. H.D. 1992/1753)) Kararda yer alan “idarenin süre yönünden zararından” kastın kesilmeyen gecikme cezası olmadığı, işin geç tesliminden dolayı yoksun kalınan fayda olduğunun aşikar olduğunu, söz konusu inşaatın geç teslim edildiği kabul edilse bile, bu gecikmeden dolayı idarenin yoksun kaldığı bir fayda bulunmadığını, kaldı ki; kamu hizmetlerinin tespit edilebilir bir bedelinin olup olmadığının da tartışma konusu olduğunu, hukuken kesilmesi mümkün olmayan bir cezanın kesilmemiş olmasından dolayı bir kamu zararından bahsedilmesinin mümkün olmadığını, Sayıştay sorgusuna verilen cevapta gönderilen “Süre uzatımında çalışılmayacak günler dikkate alınarak sürenin belirlenmesi gerektiğine” ilişkin emsal kararın Sayıştay 1. Dairesince, 2886 sayılı Kanunla 4734 sayılı Kanunun süre uzatımı açısından farklılıklar içerdiği; bu nedenle 2886 sayılı Kanunla ilgili Kararın emsal olarak gösterilemeyeceği gerekçe gösterilerek dikkate alınmadığını, bunun doğru bir ifade olmadığını, gerek Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinde (BİGŞ) gerekse Yapım İşleri Genel Şartnamesinde; süre uzatımı verilmesi durumunda çalışılmayan sürelerin dikkate alınması gerekeceğinin hüküm altına alındığını, BİGŞ’nin 28’inci maddesinde; “… Ancak süre uzatımlarında, çalışılamayacak günler de dikkate alınarak verilecek sürenin belirlenmesi gerekir.”, YİGŞ’nin 29’uncu maddesinde; “Ancak süre uzatımlarında, yapılacak işin özelliğine göre çalışılamayacak günler de dikkate alınarak verilecek süre belirlenir.” hükümlerinin yer aldığını, her iki ihale mevzuatında da süre uzatımlarında çalışılmayan sürelerin dikkate alınacağının şartname hükümleri gereği olduğunu, ilamda “… mücavir alan içindeki iki birim arasında proje onayı için neden 167 gün gibi uzun bir sürenin geçirildiği izah edilememiştir.” denildiğini, projelerdeki onay işleminin sadece bir imza atılmasından oluşan bir süreç olmadığını, projelerin hem teknik olarak hem de idarenin taleplerini karşılayıp karşılamadığı açısından incelendiğini, bu işleri yapacak birimlerde yeterli eleman olmaması ve mevcut elamanlar üzerindeki iş yükü nedeniyle projelerin onayında gecikmeler olduğunu ve bu gecikmeler nedeniyle süre uzatım kararı alındığını, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İşin süresi ve sürenin uzatılması” başlıklı 29’uncu maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere verilecek sürenin en az gecikilen süre kadar olması gerektiğini, bundan daha fazla süre verilmiş olmasının tamamen idarenin takdirinde olan bir husus olduğunu, ilamda projelerin geç verilmediğine ilişkin veya daha erken verildiğine dair bir tespit olmamasına rağmen verilen sürenin tamamının hatalı olduğunun iddia edildiğini, bu tespitler olmadan süre uzatım kararının yanlış olduğunu söylemenin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilleri tarafından 167 günlük ek sürenin hesaplanması ile ilgili rapor ve başkanlık onayında da belirtilen nedenlerden dolayı, taraflarınca hesaplanan sürenin doğru olduğunu, projelerin teslimi ve buna bağlı oluşan imalat gecikmeleri nedeniyle ek sürenin müvekkillerince uygulamadaki zorunluluklardan dolayı kanuni yetkilerini kullanarak verildiğini, İdarenin bu konuda mevzuat çerçevesinde takdir yetkisinin bulunduğunu, ek süre de zorunlu ve haklı nedenler ile verildiğinden bu konuda mevzuata aykırı bir durum ve herhangi bir kamu zararı oluşmadığını belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

Başsavcılık Karşılaması, Dilekçinin Yanıtı (İkinci Temyiz Dilekçesi) Ve Başsavcılık İkinci Karşılaması işbu tutanağın 1. maddesinde belirtildiği gibidir.

İlam konusu madde ile ilgili olarak (işbu tutanağın 1. maddesinde bahsi geçen) bilirkişi raporunda aynen:

“a- Merinos A.K.K.M Restorasyon ikmal inşaatı işinin %50 artış alınarak tamamlanamadığı ayrıca 3.ihale yapıldığı belirtilerek işin tasfiye edilmeyip %50 artış alınması sonucu vekâletsiz iş görmeden dolayı 8.014.107,95 TL Kamu Zararı oluştuğu,

b- ” Bu iş ile ilgili olarak verilen 167 günlük süre uzatım kararının hatalı olduğu, bu nedenle de alınması gereken gecikme cezasının alınmadığı görülmüştür”,

c- “Bu iş ile ilgili olarak verilen 95 günlük süre uzatım kararının hatalı olduğu, bu nedenle de alınması gereken gecikme cezasının alınmadığı belirtilerek oluşan 994.700,98TL TL kamu zararının tazmini hükmü verildiği görülmektedir.” denmektedir.

İdare tarafından gönderilen dosyalardaki süre uzatım yazılarının gerekçe raporları incelendiğinde; İdareden kaynaklanan sebepler olduğu; Bunların uygulama projelerinin geç teslim edilmesi, Uygulama projelerinde revizyon yapılması ve Uygulama projelerinde revizyon yapılması sonucu imalat miktarının artması vb. nedenler olduğu tespit edilmiştir.

İdare tarafından sebebiyet verilen gecikmelerden dolayı süre verilmesi hususu tarafımızca da uygun bir karardır.

Sonuç: % 50 keşif arışı ve süre uzatımlar idarenin takdir ve yetkisinde olan işler olduğu için; yapılan bu uygulamalar tarafımızca uygun karardır.” denilmiştir.

* (Sadece) Konunun Esası Yönünden İnceleme:

İşe ait sözleşmenin “İşe Başlama ve Bitirme Tarihi ve Gecikme Halinde Alınacak Cezalar” başlıklı 10’uncu maddesinde:

“10.1. İşe Başlama ve Bitirme Tarihi:

10.1.1. Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 (Beş) gün içinde Uygulama İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre yer teslimi yapılarak işe başlanır. Yüklenici taahhüdün tümünü, işyeri teslim tarihinden itibaren 400 (Dörtyüz) takvim günü içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorundadır.

10.1.2. Bu işyerinde havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmadığı günler idare yükleniciye bildirilecektir. Ancak, işin bitiminde bu devre dikkate alınmaz ve idare yükleniciden teknik şartları yerine getirerek işi tamamlaması için bu devre içinde çalışmasını isteyebilir.

10.1.3. Belirlenen süreler takvim günü esasına göredir. Bu sürenin hesaplanmasında; havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmayan devresi ile resmi tatil günleri dikkate alındığından, bu nedenlere istinaden ayrıca süre uzatımı verilmez. Zorunlu nedenlerle ertesi seneye sari hale gelen işlerde, çalışmaya uygun olmayan devre ödenek durumuna ve imalat cinsine göre dikkate alınır.

10.2. Gecikme Halinde Alınacak Cezalar:

10.2.1. İdarece verilen süre uzatımı hariç, iş zamanında bitirilemediği takdirde geçen her takvim günü için yüklenicinin hakedişinden sözleşme bedelinin onbinde altısı (% 0,06) oranında gecikme cezası kesilir. Günlük gecikme cezasının matrahına o tarihe kadar hesaplanan fiyat farkları da dahil edilir.

…”

Aynı sözleşmenin “Süre Uzatımı Verilebilecek Haller ve Şartları” başlıklı 19’uncu maddesinde:

“…

19.4. İdarenin, bu Sözleşmede ve Uygulama İşleri Genel Şartnamesinde sözleşmenin ifasına ilişkin yükümlülüklerini öngörülen sürede yerine getirmemesi (yer teslimi, projelerin onaylanması, ödenek yetersizliği gibi) ve bu sebeple sorumluluğu yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesi, bu durumun taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi hallerinde, durum idarece incelenerek işi engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre işin bir kısmına veya tamamına ait süre uzatılır, ancak bu durumda yüklenicinin yirmi gün içinde idareye yazılı olarak bildirimde bulunması şartı aranmaz.

…”

hükümlerine yer verilmektedir.

İşe ilişkin ihale, 19.10.2007 tarihinde sözleşmeye bağlanmış; 23.10.2007 tarihinde yükleniciye yer teslimi yapılmış ve işe başlanılmıştır. İşin süresi, 400 takvim günü iken gerçekleşen % 50 iş artışı nedeniyle verilen 200 takvim günü ile 600 takvim günü olmuş ve iş bitim tarihi, 13.06.2009 tarihi olarak belirlenmiştir. Daha sonra, 20.02.2009 tarih ve 18729 sayılı Olurda:

“İhale Komisyonunun 15.10.2007 tarih ve 76 sayılı kararı ile Yüklenici firma GİNTAŞ İNŞ. TAAH. TİC. A.Ş.’ne İhale olunan 50.237.423,11 TL Sözleşme Bedelli “Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Restorasyonu İkmal Uygulama” İşinde yapımı tasarlanan imalatlara devam edilmektedir.

Konferans salonuna ait sahne mekaniği sistemi kedi yolları, sofita platformu, Portal ağzı ve Simültane çeviri odalarının profil detayları ile ilgili 26/06/2008 tarihli toplantı kararında “Konferans salonuna ait iç mekan çelik detayları imalata yönelik olmak üzere proje müellifince 02/07/2008 tarihinde teslim edilecektir.” denilmesine rağmen binanın çok özellikli olması, çelik sisteme ait portal ağzı–ışık-ses-sahne mekaniği ile ahşap imalatların etkinin araştırılması neticesi ancak 04/09/2008 tarihinde Etüd proje dairesi başkanlığına teslim edilmiştir. Etüd Proje Dairesi Başkanlığında çelik kontsrüksiyon detayları inceleyip onaylayacak eleman bulunmaması nedeniyle projeler Daire Başkanlığımıza (Fen İşleri) gönderilmiştir.

İdaremiz tarafından yapılan incelemeler sonucu tüm sistem detay ve kesitlerinin elektrik, mekanik, inşaat ve çatının kapatılması da dahil tüm sistemdeki imalatların devamını etkileyen projeler 18/02/2009 tarihinde onaylanarak Etüd Proje Daire Başkanlığına ve Yüklenici firmaya teslim edilmiştir.

Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi binasında sahne ile ilgili yapılması gereken uygulama projelerinin teslim edilmesi gereken 04.09.2008 tarihinden 18.02.2009 tarihine kadar olan 167 takvim günü sürenin ek süre olarak verilerek iş bitim tarihi olan 13/06/2009 tarihinin 28/11/2009 olarak belirlenmesi hususunun Makamınızca da uygun görülmesi halinde Olur’larınıza arz ederim.”

denilmek suretiyle yükleniciye, 167 takvim günü ek süre verilmiştir.

Öte yandan, Yapım (Uygulama) İşleri Genel Şartnamesinin “İşin süresi ve sürenin uzatılması” başlıklı 30’uncu (05.03.2009 tarihi ve sonrasında 29’uncu) maddesinde yer alan:

“(4) İdarenin, sözleşmenin ifasına ilişkin yükümlülüklerini Yüklenicinin kusuru olmaksızın yerine getirmemesi (yer teslimi, projelerin onaylanması, iş programının onaylanması, ödenek yetersizliği gibi) ve bu sebeple sorumluluğu Yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesi, bu durumun taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması ve Yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş olması halinde, işi engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre, işin bir kısmına veya tamamına ait süre en az gecikilen süre kadar uzatılır.”

hükmünden de anlaşılacağı üzere verilecek süre en az gecikilen süre kadar olmak zorundadır. Bundan daha fazla süre verilmiş olması tamamen idarenin takdirinde olan bir husustur.

Bu nedenle, projelerin geç verilmediğine ilişkin veya daha erken verildiğine dair bir tespit olmamasına rağmen verilen sürenin tamamının hatalı olduğu gerekçesiyle süre uzatım kararının yanlış verildiğinden bahisle bu sürede gecikme cezasının kesilmesi gerektiği düşüncesiyle tazmin hükmü kurulmasında mevzuata uygunluk bulunmamaktadır.

Kaldı ki; Yargıtay’ın ilama esas konudaki içtihadi görüşü göz önüne alındığında söz konusu süre uzatımının yanlış verilmiş olsa ve bu yanlışlık sonradan anlaşılmış olsa bile; verilen bu süre sonuna kadar gecikme cezası kesilmesinin mümkün olmadığı görülecektir [Davacıya verilen 47 günlük süre davalı idare elemanlarının serbest iradeleriyle verilmiş olup, davacı taraf da buna güvenerek iş programını düzenlediğine göre bundan sonra sürenin hataen verildiğinin ileri sürülmesi MK. 2. md. uyarınca iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. İdarenin süre yönünden bir zararı var ise bu konuda yetkili elemanlarına rücu etmek hakkı saklıdır. (Yargıtay 15. H.D. 1992/1753)]. Kararda yer alan “idarenin süre yönünden zararından” kastın kesilmeyen gecikme cezası olmadığı, işin geç tesliminden dolayı yoksun kalınan fayda olduğu aşikardır. Söz konusu inşaatın geç teslim edildiği kabul edilse bile, bu gecikmeden dolayı idarenin yoksun kaldığı bir fayda bulunmamaktadır.

Tüm bu hususların yanı sıra, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 30’uncu maddesinde yer alan; “İşin tamamlanması için sözleşmesinde tespit edilen tarih veya süre haricinde başkaca kayıt bulunmayan işlerde, havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmayan devresi ile resmi tatil günleri göz önünde tutularak iş bitim tarihi veya süresi belirlenmiş sayılacağından, yüklenici, çalışmadığı bu gibi günleri öne sürerek süre uzatılması isteğinde bulunamaz. Ancak süre uzatımlarında, yapılacak işin özelliğine göre çalışılamayacak günlerde dikkate alınarak verilecek süre belirlenir.” hükmü gereğince; belirlenen sürelerde havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmayan günlerin de hesaba katılmış olmasında da yasal mevzuat açısından bir sorun bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, dilekçi tarafından ifade edildiği gibi, 167 günlük ek sürenin hesaplanması ile ilgili rapor ve başkanlık onayında da belirtilen nedenlerden dolayı, sorumlular tarafından hesaplanan süre de bir yanlışlık bulunmamaktadır. Projelerin teslimi ve buna bağlı oluşan imalat gecikmeleri nedeniyle ek süre sorumlularca uygulamadaki zorunluluklardan dolayı kanuni yetkileri kullanılarak verilmiştir. İdarenin bu konuda mevzuat çerçevesinde takdir yetkisi vardır. Ek süre de çalışılmayan günler de dikkate alınarak zorunlu ve haklı nedenler ile verildiğinden bu konuda mevzuata aykırı bir durum ve herhangi bir kamu zararı bulunmamaktadır.

Bu itibarla, İdarece kendisinden kaynaklanan sebeplerle takdir yetkisi dahilinde süre uzatımı verildiğinden dilekçi iddialarının kabul edilerek 1393 sayılı İlamın 16. maddesinin B) bendi ile verilen 5.033.789,80 TL’nin tazminine ilişkin hükmün KALDIRILMASINA; (Üyeler …“İşe ait sözleşmenin “İşe Başlama ve Bitirme Tarihi ve Gecikme Halinde Alınacak Cezalar” başlıklı 10’uncu maddesinde:

“10.1. İşe Başlama ve Bitirme Tarihi:

10.1.1. Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 (Beş) gün içinde Uygulama İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre yer teslimi yapılarak işe başlanır. Yüklenici taahhüdün tümünü, işyeri teslim tarihinden itibaren 400 (Dörtyüz) takvim günü içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorundadır.

10.1.2. Bu işyerinde havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmadığı günler idare yükleniciye bildirilecektir. Ancak, işin bitiminde bu devre dikkate alınmaz ve idare yükleniciden teknik şartları yerine getirerek işi tamamlaması için bu devre içinde çalışmasını isteyebilir.

10.1.3. Belirlenen süreler takvim günü esasına göredir. Bu sürenin hesaplanmasında; havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmayan devresi ile resmi tatil günleri dikkate alındığından, bu nedenlere istinaden ayrıca süre uzatımı verilmez. Zorunlu nedenlerle ertesi seneye sari hale gelen işlerde, çalışmaya uygun olmayan devre ödenek durumuna ve imalat cinsine göre dikkate alınır.

10.2. Gecikme Halinde Alınacak Cezalar:

10.2.1. İdarece verilen süre uzatımı hariç, iş zamanında bitirilemediği takdirde geçen her takvim günü için yüklenicinin hakedişinden sözleşme bedelinin onbinde altısı (% 0,06) oranında gecikme cezası kesilir. Günlük gecikme cezasının matrahına o tarihe kadar hesaplanan fiyat farkları da dahil edilir.

…”

Aynı sözleşmenin “Süre Uzatımı Verilebilecek Haller ve Şartları” başlıklı 19’uncu maddesinde;

“…

19.4. İdarenin, bu Sözleşmede ve Uygulama İşleri Genel Şartnamesinde sözleşmenin ifasına ilişkin yükümlülüklerini öngörülen sürede yerine getirmemesi (yer teslimi, projelerin onaylanması, ödenek yetersizliği gibi) ve bu sebeple sorumluluğu yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesi, bu durumun taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi hallerinde, durum idarece incelenerek işi engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre işin bir kısmına veya tamamına ait süre uzatılır, ancak bu durumda yüklenicinin yirmi gün içinde idareye yazılı olarak bildirimde bulunması şartı aranmaz.

…”

Hükümlerine yer verilmektedir.

İşe ilişkin ihale, 19.10.2007 tarihinde sözleşmeye bağlanmış; 23.10.2007 tarihinde yükleniciye yer teslimi yapılmış ve işe başlanılmıştır. İşin süresi, 400 takvim günü iken gerçekleşen % 50 iş artışı nedeniyle verilen 200 takvim günü ile 600 takvim günü olmuş ve iş bitim tarihi, 13.06.2009 tarihi olarak belirlenmiştir. Daha sonra, 20.02.2009 tarih ve 18729 sayılı Olurla yükleniciye, 167 takvim günü ek süre verilmiştir.

İşe ilişkin hakedişler incelendiğinde; ödemelerde, Eylül–Aralık 2008 döneminde hiçbir yavaşlamanın olmadığı, 2009 yılı Ocak ve Şubat aylarında ise bir miktar yavaşlama olsa da ödemelerin devam ettiği tespit edilmiştir.

Kış aylarında olunması sebebiyle bir miktar yavaşlama olmasının normal olduğu göz önünde bulundurulduğunda; bu dönemde, proje onayının beklenmesinin, İş üzerinde çok büyük bir etki oluşturmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, proje onayı için beklenen sürenin tamamının süre uzatımı olarak verilme imkânı bulunmamaktadır.

Süre uzatımının, proje onayının beklenmesinden etkilenen ve geciken imalatlar nazarında değerlendirilmesi ve buna göre hesaplanması gerekmektedir.

Sorumlularca, mücavir alan içindeki iki birim arasında proje onayı için neden 167 gün gibi uzun bir sürenin geçirildiği izah edilmemiş; hakedişler devam ettiği halde proje için geçen sürenin tamamı doğru kabul edilmiş ve gerçekte, gecikilen sürenin ve gecikme cezasının hesabı yapılmamıştır.

Tüm bu gerekçelerle, verilen süre uzatımı mevzuata uygun olmadığından dilekçi iddialarının reddedilerek tazmin hükmün tasdik edilmesi gerekir.” şeklindeki ayrışık görüşlerine karşı) oy çokluğu ile,

 


Üst Konuları: Gecikme Cezası

Benzer Yazılar


İhaleSoruCevap İstatistikler


Analiz

Makale

Sayaç

Karar

Soru Cevap