Danıştay 13. Dairesince verilen 18.04.2013 tarihli E:2010/4399, K:2012/3914 sayılı kararda, “…Uyuşmazlıkta; davacı tarafından, ihaleyi yapan idarenin şikayet başvurusunun reddine ilişkin işleminin ilk olarak 20.01.2009 tarihinde dava konusu edildiği, Mahkeme’ce dilekçenin reddine karar verilmesi üzerine 16.02.2009 tarihinde yeniden dava açıldığı görülmektedir. Öte yandan, dava konusu Kurul kararında da belirtildiği üzere, başvuru dilekçesinde özetle, ihalenin firmalarının üzerinde […]
Danıştay 13. Dairesince verilen 18.04.2013 tarihli E:2010/4399, K:2012/3914 sayılı kararda,
“…Uyuşmazlıkta; davacı tarafından, ihaleyi yapan idarenin şikayet başvurusunun reddine ilişkin işleminin ilk olarak 20.01.2009 tarihinde dava konusu edildiği, Mahkeme’ce dilekçenin reddine karar verilmesi üzerine 16.02.2009 tarihinde yeniden dava açıldığı görülmektedir. Öte yandan, dava konusu Kurul kararında da belirtildiği üzere, başvuru dilekçesinde özetle, ihalenin firmalarının üzerinde bırakıldığı, idarenin 27.11.2008 tarihinde sözleşmeye davet yazısını gönderdiği, mektubun postaya verilmesini takip eden 9 günlük Kurban Bayramı tatili nedeniyle anılan iletinin taraflarına 16.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, 4734 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi hükmüne göre mektubun postaya verilmesini takip eden 7. günün tebellüğ tarihi olarak sayıldığı, 4734 sayılı Kanun’un 41. maddesinin son cümlesi ile 42. maddesinin birinci paragrafının son iki cümlesinin Anayasa’nın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. Maddesi ve “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesi hükümlerine ve Tebligat Kanunu’na aykırı olduğu, süresi içerisinde evrakları hazırlayıp başvurmadıkları için idarenin ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibini sözleşme imzalamak için çağırmış olduğu, kendileri hakkında yasaklama kararı çıkardığı ve geçici teminatlarını gelir kaydettiği, idarenin mevzuatı bire bir uygulamak yerine somut gerekçeleri değerlendirerek karar vermesinin daha uygun olacağı, idarenin imza yolu ile tebligatı seçmesi gerektiği, postayla tebligatın seçilmesi durumunda ise müvekkile bu konuda telefonla haber verilmesi gerektiği, kendi iradeleri dışında olan ve başka kurumun hatalı ve kusurlu davranışına ilişkin hususun “süre uzatımı verilebilecek haller” arasında değerlendirilmesi gerektiği iddialarına yer verildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 2. Fıkrasındaki, dava dilekçelerinin görevli mercie tevdii halinde, ilgili mahkemeye başvurma tarihinin, merciine başvurma tarihi olarak kabul edileceği hükmü uyarınca Kuruma itirazen şikayet başvurusu tarihi olarak, davanın ilk açıldığı 20.01.2009 tarihinin, dolayısıyla süresinde bir başvuru olduğunun kabulü gerekeceği, başvuru dilekçesine eklenmeyen, 4734 sayılı Kanun’un 53. maddesinin (j) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca şikayette bulunanlarca yatırılması zorunlu olan başvuru bedelinin Kurum hesaplarına yatırıldığına dair banka dekontunun, İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca tamamlatılabilmesinin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan; Kurul tarafından, dava konusu ihalede kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık iddialarının somut ve ciddi nitelikte bulunmaması nedeniyle iddiaların incelenmesine gerek bulunmadığından başvurunun uygun bulunmadığına karar verilmişse de, başvuru dilekçesinde, davacının sözleşme imzalayamama sebepleri ve bu nedenle ihalenin en avantajlı ikinci teklif sahibi üzerinde bırakılarak sözleşme imzalanmasına yönelik somut ve ciddi nitelikte hukuka aykırılıkların ileri sürüldüğü görüldüğünden, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolunda hüküm kuran İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır. …”gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Üst Konuları: Yargısal İnceleme
Benzer İçerikler: alınması, başvurma, başvurusu, gerektiği, görevli, halinde, Hk, ilgili, İnceleme, itirazen, Kuruma, mahkemeye, mercie, olarak, şikayet, tarihi, tarihinin, tevdii, Yargısal
Analiz
Makale
Sayaç
Karar
Soru Cevap